09 Aralık 2024 Pazartesi
ZORUNLU ARABULUCULUK
Dava şartı arabuluculuk olarak da bilinen zorunlu arabuluculuk, dava açılmadan arabulucuya başvurulmuş olması ve arabuluculuk sürecinin tamamlanmış olmasının zorunlu olmasıdır. arabulucuya gitmeden açılan dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir. Ticari davalar ve iş davalarına konu olan bazı talepler (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, maaşlar vb.) zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmıştır.
Tüketici Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk
Bazı istisnaları olmakla birlikte Tüketici Mahkemeleri’nde dava açmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunludur. Aksi takdirde açılan dava, zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile dava şartı yokluğundan usulden reddedilecektir.
Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 73/A – (1) Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Şu kadar ki, aşağıda belirtilen hususlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz:
a) Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar
b) Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
c) 73/A üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar
ç) 74 üncü maddede belirtilen davalar
d) Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıkla
Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/a maddesine göre, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen tüm ticari davalar ile diğer özel kanunlarda yer alan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Yani, arabulucuya başvurulmadan bu tür davalar doğrudan asliye ticaret mahkemesine açılamaz.
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.
Gayrimenkul (Taşınmaz) Uyuşmazlıklarında Arabulculuk
Gayrimenkul uyuşmazlıkları, taşınmazın (arsa, dükkan, ev, daire, tarla vs.) mülkiyetine ve tapu durumuna ilişkin uyuşmazlıkların incelendiği uyuşmazlık türleridir. Bu tür uyuşmazlıklar pek çok farklı sebeple gündeme gelebilir. Gayrimenkul hukukuna ilişkin aşağıdaki uyuşmazlıklarda da dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır (6325 sayılı Kanun m.18/B):
Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.
Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar.
23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar.
Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar
TİCARİ UYUŞMAZLIKLARIN YA DA TÜKETİCİ HUKUKUNDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARIN DIŞINDA KALAN GAYRİMENKUL UYUŞMAZLIKLARI BAKIMINDAN ise arabuluculuğa başvuru yapmak zorunlu değildir.
İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk
İş Mahkemeleri Kanunu madde 3’e göre;
Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son
tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Kanun uyarınca iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında arabuluculuğla başvurmak dava şartı değildir.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların, işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları hâlinde;
İşe başlatma tarihini,
Ücret ve diğer hakların parasal miktarını,
İşçinin işe başlatılmaması durumunda tazminatın parasal miktarını, belirlemeleri zorunludur. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir. İşçinin kararlaştırılan tarihte işe başlamaması hâlinde fesih geçerli hâle gelir ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur