Sözleşmenin Uyarlanması – Aşırı İfa Güçlüğü Davaları

14 Kasım 2025 Cuma

Sözleşmenin Uyarlanması – Aşırı İfa Güçlüğü Davaları

Ekonomik dalgalanmalar, döviz kurlarındaki sert değişimler, enflasyondaki artış, tedarik zincirindeki bozulmalar ve piyasa koşullarının öngörülemez hâle gelmesi, taraflardan birinin sözleşme kapsamındaki edimini ifa etmesini son derece güçleştirebilmektedir. Bu durumlarda, sözleşme dengesinin yeniden kurulmasını sağlayan hukuki yol sözleşmenin uyarlanması ve aşırı ifa güçlüğü kurumudur.

Sözleşmenin uyarlanmasına ilişkin koşullar, başvuru nedenleri ve sürecin ilerleyişi Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde aşağıda sistematik biçimde ortaya konulmuştur.

📌 Aşırı İfa Güçlüğünün Hukuki Niteliği

Türk Borçlar Kanunu m. 138 uyarınca, sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan olağanüstü bir durum nedeniyle edimler arasındaki denge borçlu aleyhine ağır biçimde bozulmuşsa ve bu durum borçludan kaynaklanmıyorsa, borçlu mahkemeden uyarlama talep edebilir. Uyarlama mümkün değilse sözleşmeden dönme gündeme gelir.

Bu düzenleme, ifanın tamamen imkânsız hâle gelmesine değil, ifa edilebilir olmasına rağmen ekonomik açıdan katlanılamayacak derecede ağırlaşmış olmasına dayanır.

📌 Uyarlama Davasının Açılabileceği Sözleşme Türleri

Aşırı ifa güçlüğü en çok şu sözleşmelerde gündeme gelir:

  • Kira sözleşmeleri
  • Döviz veya dövize endeksli sözleşmeler
  • Uzun süreli tedarik ve hizmet sözleşmeleri
  • İnşaat sözleşmeleri
  • Distribütörlük, bayi ve franchise sözleşmeleri
  • Eser ve taşeronluk ilişkileri

Ekonomik şok dönemlerinde bu sözleşmelerdeki edim dengesi ciddi şekilde sarsılabildiğinden, uyarlama talepleri uygulamada yaygınlaşmaktadır.

📌 Uyarlama Talebinin Şartları

1) Sözleşme kurulduktan sonra ortaya çıkan olağanüstü bir durum

Sözleşmenin yapıldığı dönemde mevcut olmayan ve öngörülebilir kabul edilmeyen dışsal bir değişiklik meydana gelmelidir. Bunlara örnek olarak:

  • Döviz kurlarında ani ve aşırı artışlar
  • Maliyetlerde olağanüstü yükseliş
  • Ekonomik kriz
  • Pandemi veya toplumsal ölçekte etkili benzer olaylar
  • İthalat kısıtlamaları, ambargo, savaş gibi durumlar

gösterilebilir.

2) Bu durumun öngörülemez nitelikte olması

Tarafların sözleşme kurulduğu sırada ekonomik şartlardaki bu seviyedeki değişikliği makul şekilde öngörebilmeleri beklenemez. Olağan piyasa dalgalanmaları buna dahil değildir.

3) Borçlunun kusurunun bulunmaması

Aşırı ifa güçlüğüne yol açan olayların borçludan kaynaklanmaması gerekir. Borçlunun kendi kusuru, kötü yönetimi ya da riskli tercihlerinin sonucu olan ekonomik sıkıntılar uyarlama kapsamında değerlendirilmez.

4) Edimler arasındaki dengenin ağır şekilde bozulması

Edimin ifası hâlen mümkün olmakla birlikte, mevcut ekonomik şartlarda borçlu için büyük bir yük hâline gelmiş olmalıdır. Bu, aşırı ifa güçlüğünün temel unsurudur.

📌 Mahkemeden İstenebilecek Hukuki Sonuçlar

1) Sözleşmenin yeni koşullara göre uyarlanması

En yaygın talep türüdür. Uyarlama kapsamında;

  • Bedelin makul seviyeye çekilmesi,
  • Dövizli edimlerde kurun sınırlandırılması ya da TL’ye uyarlanması,
  • Ödeme planlarının değiştirilmesi,
  • Tedarik fiyatlarının güncellenmesi

gibi düzenlemeler yapılabilir.

2) Uyarlamanın mümkün olmaması hâlinde sözleşmeden dönme

Sözleşmenin mevcut koşullarda adil ve dengeli şekilde sürdürülmesi mümkün değilse, mahkeme sözleşmeyi sona erdirebilir.

3) İfa veya ödeme yükümlülüğünün ertelenmesi

Geçici ekonomik sıkıntılar söz konusuysa ifa süresinin ertelenmesi veya ödeme planının askıya alınması kararlaştırılabilir.

📌 Uyarlama Davasında Delil ve İnceleme Süreci

Uyarlama talepleri ekonomik ve mali verilere dayalıdır. Bu nedenle mahkemelerde en sık başvurulan deliller şunlardır:

  • Sözleşme tarihindeki ekonomik göstergeler
  • Güncel piyasa verileri ve maliyet analizleri
  • Ticaret odası, sektör veya fiyat endeks raporları
  • Mali müşavir/uzman raporları
  • Bilirkişi incelemeleri
  • Finansal tablolar ve defter kayıtları

Ekonomik dengenin ne ölçüde bozulduğu bu veriler üzerinden değerlendirilir.

📌 Uyarlama Davası Açılmadığında Ortaya Çıkabilecek Sonuçlar

Uyarlama talep edilmediği hâlde sözleşme mevcut şekliyle ifa edilemez hâle gelmişse:

  • Borçlu temerrüde düşebilir,
  • Gecikme faizleri artabilir,
  • Sözleşmeye aykırılıktan tazminat talepleri doğabilir,
  • Takip ve haciz süreçleri gündeme gelebilir.

Bu nedenle dengesi bozulan uzun süreli sözleşmelerde uyarlama talebinin zamanında yapılması önem taşır.

📌 Geçici Hukuki Koruma (İhtiyati Tedbir)

Uyarlama davalarında mahkeme, uyuşmazlık çözülene kadar hakkaniyeti korumak amacıyla geçici önlemler alabilir. Bu önlemler arasında:

  • Geçici kira bedeli belirlenmesi,
  • Faiz yürütülmesinin durdurulması,
  • Ödeme yükümlülüklerinin geçici olarak ertelenmesi

gibi tedbirler yer alabilir.

Sonuç

Sözleşmenin uyarlanması kurumu, ekonomik dengesi olağanüstü şekilde bozulan sözleşmelerde tarafların hakkaniyetli ve sürdürülebilir bir çözüm elde etmesini sağlayan önemli bir hukuk yoludur. Aşırı ifa güçlüğü, yalnızca ekonomik zorluktan ibaret olmayıp, öngörülemeyen ve sözleşmenin temel dengesini sarsan olağanüstü durumları kapsar.

Bu nedenle, uzun süreli veya ekonomik risk barındıran sözleşmelerde uyarlama talebi, tarafların hukuki güvenliğini sağlamak açısından kritik bir mekanizmadır.